5 Aralık 2011 Pazartesi

Bel Ağrısı

Uzun zamandır bel ağrısı çekiyorum doktora gitmeyede üşeniyorum tabi hep erteliyorum falan. Sonra bi gün acayip ağrım var otobüste zor oturdum öyle böyle değil.Ve o gün ben spora yazıldım. Bayadır planlarım içinde vardı zaten.

Gittim  iş çıkışı neyse kadın hoca o gün hastaymış. Erkek olanlar ilgilendi bizimle o an herşey güzeldi tabi eve bi geldim ölüyorum yorgunluktan hemen duşa girip yattım zaten. Sabah kalktığımda bir ağrı sanırsınız ölcem.

İşe gittim ertesi gün öğle arasındada iş yerinin karşısında arkadaşım oturuyor ona gideyim yatayım biraz dedim bi yatmışım kalkmak istemedim. Öğleden sonra izin alıp direk eve gittim zaten. Bir güzel uyku çekmişim ama hala ağrıyor. Neyse sabah oldu zaten işe gitmemeyi akşamdan kafama koymuşum. Gittim doktora zorla belini incitmişsin dedi bi dünya ilaç verdi krem verdi. Doktordan sonra anneciğimi kuaföre götürdüm kuafördeki ablacığım dedi ki izinlisin ya yarın seni nasıl çalıştırcaklar gör dedi. Haklıda çıktı ona sonra değineceğim.

Annemi kuaförde bıraktım eski okulumda halletmem gereken bir takım işlerim vardı. Arkadaşımı aradım dedim gel okula gidiyoruz. Gittik bir hocamız vardı onu görücez diye sevinçliyiz bir onu severdim zaten ama oda öğleden sonra gitmiş üzüldüm tabi :(

Diğer hocaları gördük sevmediklerim hep aa hepsi beni zar zor tanıdı böyle şey olmaz. Diğer arkadaşım biraz inekti lisedeyken kim görse onu aaaa hoş geldiniz bilmem ne hepsi boynuna atılıyo çok sinir oldum.

Bide o zamanki halinden eser yok saç baş uzamış, saç sakal birbirine karışmış acayip bi insan olmuş. Diyorum bu ne lan kimse beni hatırlamıyo oda diyo ee benim gibi inek olsaydın deli.

Oysa ki ben lisedeyken çok yaramaz bir öğrenciydim. Ama onlar yüzünden başka biri bişey yapar benden bilirler bende kavga ederdim kendimi savunmasamıydım yani hep onlardan ötürü :)

Yani bu şartlar altında beni hatırlamamalarını garipsedim. Beni hafızalarından çıkartıp atmışlar resmen.
*

Gel gelelim izin gününden sonra işe dönmeme o gün meğersem çok iş varmış ve ben perşembe-cuma günleri 22.00dı geldim eve halim kalmamış bir şekilde. Bir de sürekli masa başı olduğundan sabahtan akşama kadar oturduğumdan belimin ne durumda olduğunu düşünün cuma gece uyuyamadım ağrıdan ne tarafa dönsem olmadı çıldırcaktım.

Şuan da iyi ama ilaçlar etkisini göstermeye başladı bu akşam gidiyorum spora gene sakatlanmazsam iyidir!

Öperim sizi bu da şarkı :*

4 Aralık 2011 Pazar

Model Konserinden Bildirdim!

Size haftalardır anlatamadığım Model konserinden bahsetmek isterim canlarım.

Öncelikle saat 19,30 da ön grup çıkıcaktı. Koştur koştur gittik arkadaşın birini sonradan dahil ettiğimiz için kapıdan bilet aldık ona sonracığıma beklemeye başladık. İçeri de almıyorlar azcık gezelim dedik. Geldik kapının önü dolmuş hala almıyorlar içeri. Bizde girdik kuyruğa beklemeye başladık. Saat 9a geliyo arkadaşın biri isyan ediyo gidicem ya ben bu ne böyle  diye sonra kandırdık da kaldı. Ama donuyoruz nasıl soğuk hava. Neyse 21.00 aldılar içeri.

Ön grup 22.00 de çıktı 23de indi 1saat dımdıs dımdıs .

Ama ben iyice sinir olmuşum donmuşum zaten ateş püskürüyorum Model'i twitterdan taciz ediyorum çıkın artık diye.

Sonrasında saatler 00.00'ı gösterdiğinde  Model çıktı. Meğersem bütün sinirim onlar çıkana kadarmış o Fatmacığımın su gibi güzelim sesi bütün sinirimi aldı götürdü. Donmuşum hiç umrumda değil çok beğendiğimi ve eğlendiğimi söylemek isterim.

Ama bir öküz vardı ki linç edilmelik. Kapalı ortam malum sigara içmek yasak ilk başlarda herkes sigara yakmıştı sonrasında uyardılar kimse yakmadı bir daha. O öküz haricinde Fatma bir kere uyardı 2kere uyardı anlamıyo salak. Kız diyo ki sağlık sebeplerimden dolayı sigaralı ortamda şarkı söylemiyorum böyle devam ederse bitirmek zorunda kalıcaz yok anlamıyo inanıda yapıyo resmen kafada iyi tabi. Grubun bas gitaristi Can baya sinir oldu biraz atıştılar ortam gerginleşti. Oranın sahibelerinden bir insan evladı da çıkıp atalım bu çocuğu sorun çıkarıyo demedi. Fatma öksürmekten zor şarkı söyledi. Ayıptır ya bu ne biçim iş!

Ve yarıda kestiler konseri çok sinir oldum.

O öküzü saymazsak çok güzel bir konserdi yine gelseler çok sevineceğim :)

02.00 de konser bitti biz taksi bulamadık kaldık sokaklarda sevgili kuzenim imdadımıza yetişti sağ olsun. Onu burdan öperim :*

Ve söylemeden geçemeyeceğim Okan'da çok tatlıydı o akşam onuda öperim :* <3

O halde bu da şarkı

13 Kasım 2011 Pazar

Pazar Günleri

Pazarları hiç sevmiyorum ben yahu. Kuzenime daha bayramda dedim ki pazar günü kahvaltıya gidiyoruz tamam dedi. Unutmasın diye sürekli hatırlatıyorum. Dünde aradım tamam dedi. Akşam Can Bonomo konseri vardı bu arada çok eğlendim wuhu :) Neyse konser bitti 1de falan ben tabi içmişim içmişim daha içicem diyorum. 2ydi falan geldim eve gayet kendimdeyim 3tü uyudum. Sabah alarm ötüyor kalkmamak için diretiyorum ama yok kalkmam lazım kahvaltı yalan olcak yoksa. Zoraki kalktım hazırlandım aradım ben hazırım dedim. Ne dese beğenirsiniz unutmuş kahvaltı yapmış adiiii! Yahu yanarım yanarım uykusuz kaldığıma yanarım.

Pazarları bundandır hiç sevmem ne yapcak olsam hep bi aksilik olur her pazar ama. Bu pazarda bana evde yatmak yaraşır. Zaten hava soğuk sanki kar yağcak öyle bir soğuk ve ben soğuğu hiç sevmem ve Edirne'nin soğuğu çok fena. Şehir mi değiştirsem napsam ben bilemedim. Ben alayım battaniyemi, kahvemi film izleyim en iyisi klasik pazar.

Hepinize mutlu pazarlar dilerim :) Bu da pazar şarkısı

12 Eylül 2011 Pazartesi

Mim! Hangi Şirinim?

Sevgili Helin beni mimlemiş teşekkür ediyorum.
Hangi şirinim?

Ben kesinlikle sakar şirinim hatta az öncede üstüme çay döktüm :))
Bu aralar obur şirinliğim üstümde durmadan yiyorum filan. Ve de süslü şirin ve de meraklı şirinim.

Ama en çokta uykucu şirinim ben yahu tavuklar gibi erkenden yatsam bile uyanamıyorum. Uykucu şirin diyorlar bana zaten hep :))

Mimlenenler; LoveMeorLeaveMe , Otsumimar,

24 Temmuz 2011 Pazar

Misa'nın Başına Gelenler!

Uzun zaman oldu yazmayalı artık vakti geldi sanırım. Artık internetle pek aram kalmadı açıkçası işteyken bakınıyorum biraz sizin postlarınızı okumaya çalışıyorum eve geldiğimde hep yatasım geliyor. Ya kitap okuyor ya da film izliyorum. Öyle ki dışarı bile çıkmak zor geliyor arkadaşlarımı çok boşladım bu aralar. Ama çok halsiz hissediyorum kendimi işten çıktıktan sonra tek arzum eve gelmek. Hasta oluyorum galiba ondan bu halsizlikte boğazlarımda fena acıyor.

Az önce İncir Reçeli’ni izledim o ne şahane film ya. Evet daha yeni izledim tamam vurmayın!  Napayım çok niyetlendim ama daha yeni izleyebildim kısmet bugüneymiş napalım yani. Sabah sabah duygu seli yaşadım burda zaten.

Neyse geçen hafta sonu arkadaşlarımla dedik ki gidelim denize öyle hemen hafta sonu buralarda bir yere kaçtık. Çadırımız sırtımızda falan. Evet ilk defa çadırda kaldım çok heycanlıydım benim gibi börtü böcekten korkan insanlara göre hiç değil. Daha çadırı kurmaya çalışırken karınca saldırısına uğradım yahu ısırdı hayin karınca! Neyse kurduk çadırı falan attık kendimizi denize herşey süper falan ama acısı sonra çıktı dostlar. Of hiç yanmadık bembeyaz kaldık falan derken yanmışız aslında bizde haberimiz yok :-O

Geldim evime direk vurup kafayı uyumuşum zaten ertesi gün işte felaket bir gün geçirdim. Kıpkırmızı oldum ya :( Bildiğin suratımda tüp patlamış sanki o gün öyle geçti neyse ertesi gün bi uyandım gözüm bir acayip geldi ana birde bakayım yüzüm gözüm şişmiş :| Geçer sonra dedim gittim işe tabi suratım 5 karış. Herkese ters ters davranıyorum anladılar tabi sonra kimse bulaşmadı bana. Saat oldu 3 hala şişim izin aldım sonra gittim hastaneye yedim iğneyi kendime geldim .L  2de hap yazdı birtanesi çok fena uyutuyor zaten yatmadan önce içmem gerekiyormuş. 1 haftadır uyanamıyorum işe de geç kalıyorum. Ama şişliklerim gitti buna şükür. Şimdi de soyulmaya başladım 1günlük deniz sevdasına ne hallere düştüm yahu.

Geçen günde kuzenim nişanladı ve ben davet edilmedim şaka gibi! Neymiş kızın evi küçükmüş bilmem neymiş. İyi tamam dedim sonra baktım fotoğrafları koymuşlar facebook a ana kuzenimin anne tarafından olan kuzenide orda :| Şuan çok feci sövüyorum. Çok alındım bir ben eksiğim bir ben!  Düğünlerine bile gitmemeyi düşünüyorum şuan o kadar alındım sanki ben üvey evlat .L Neyse çokta büyük konuşmayayım ama şuanki tavrım bu.

Bugünlük bu kadar yazmaya çalışacağım vakit buldukça kendinize iyi bakın cicişler :))

Şarkısız olur mu hiç tıktık! (Ben bu satırları yazarken bu çalıyordu da radyoda.)

24 Mayıs 2011 Salı

Yaz geldi, hoşgeldi.

Sevgili blogdaşlarım çok yoğun haftalar geçirdiğim için çok boşladım buraları.Ama burnumda tüttünüz yanii :)

Kursum bitti derin bi nefes aldım, yaz geldi kuşlar, böcekler.. Bu aralar böyle sevgi kelebeği gibiyim. Yaz geldiği için olsa gerek. Sonunda ya gelmedi gelmedi dedik sonunda geldi yaz ama çok yanacağız galiba baya sıcak havalar. Biz böyleyiz işte kış gelince yazı dört gözle bekleriz, yaz gelince kışı. En iyisi hep ilkbahar. Ben bahar insanıyım :)

Neyse yazı bir kenara bırakalım bu yoğun haftalarda ben neler yaptımm??

İstanbul'dan arkadaşlarım geldi 1 günde gezmediğimiz yer kalmadı, ayaklarımızda da derman kalmadı. Yunanistan sınır kapısına gittik görmek istediler. Yürüyerek değil ama koşarak geçebilirmişiz :D

Bizim yan apartmanda biri camına bildiğimiz A4 kağıtlardan yapıştırmış, aralık ama bir sürü yapıştırmış. Hemen fikir yürütüyoruz tabi;

- Bence dışarsını izlemesin diye yapıştırmış.
+Yok üniversite öğrencisi bence notları yapıştırmış balkona çıktıkça okuyo.
-Bence öldürdüğü insanların resimlerini yapıştırmış.
+...?

Son noktayı böylece koymuş oldular :D

Sonra üniversite şenlikleri vardı arkadaşlarla gittik daha doğrusun arkadaşımın arkadaşları. Hepsini tokatlamak istedim. Hele bir tanesi var. Kızın sorunları var kesin, onunla ilgilenmediğin zaman depresyona giriyo. Hep onla ilgilencekmişsin :D İlk önce 1nolu arkadaşın yanına gitti ondan yüz bulamadı, 2nolunun yanına gitti ondanda yüz bulmadı, sonra bana sırnaştı. Bende yüz vermedim eğlenmeme baktım. Sonra bi ara döndüm baktım arkama kız yok, gitmiş. Ama hiç kimseye haber vermek yok. Sonra arkadaşım dedi onunla ilgilenilmediği zaman böyle alıp kendini gidiyormuş :D

Sonra cafeye gittik. Patates cipsi yiyeceğiz, söyledik falan neyse geldi. Japonum var bir tane öğrenci heralde, garsonluk yapıyor. Mayonez az kalmış sıkmaya çalışıyor arkadaş, geldi ben sıkayım isterseniz dedi :D Ne güldüm. Yardımsever Japonum benimm :))

Bunun dışında finallerim var c.ertesi-pazar, aynı zamanda pazar günü direksiyon sınavımda var nasıl olucak bilmem. Bu haftada bitince rahatım oley! Yazın keyfini çıkartacağım sonra tabi işte olmadığım zamanlar :))

Buda şarkı

Teo'mun  yeni albümünü mutlaka almalısınız yine süper yine süper :)) Bakınnn 


Şu şarkıda süper :) Hepsi harika işte dicek fazla birşey yok alın,dinleyin derim. :))

2 Mayıs 2011 Pazartesi

Mim,mim,mim!

Mia'm beni mimlemiş teşekkürlerimi sunuyorum :))

Mim Konusu: Blog açma hikayeniz? Buralara yolunuz nasıl düştü ve neler hissediyorsunuz? Bi anlatın bakalım..
**

Blog açmaya nasıl karar verdim. Bir dost blog linkleri atıyordu bana okuyordum sonra mümtelası oldum :P 

Uzun bir süre sessiz sessiz okudum, okudum, okudum. Bazen meraklı meraklı okurken tırnaklarımı yerken buldum kendimi, bazen üzüldüm, bazen onların adına bende sevindim. İyice sevmeye başladım.
Başlarda hiiiiiç niyetim yoktu blog açmaya, ne zamanki Mia'yla tanıştım ve baskılarına dayanamadım bende açtım :P Ne yalan söyleyeyim bende içten içe istiyordum da üşeniyordum işte :) Böylelikle açmış oldum bloğumu daha yeni zaten pek olmadı açalı :)

Neyse işte hiç görmediğim insanlarla bir şeyler paylaşmak, konuşmak iyi oluyor. O zaman Mia iyi ki baskı yapmış bana öpüyorum onu :))

Bu aralar fazla boşladım, yoğunum biraz. Ama dönüşüm muhteşem olucak nihaha :D

Mimlenenler; beni güney kore'ye uçur, helin


Buyrun şarkı da burda

26 Nisan 2011 Salı

Geçmiş Doğum Günü.

16 nisan doğum günümdü. O hafta doğum günüme kadar bir mide ağrısı öldüm ağrıdan. Daha önce hiç mide ağrısı çekmemiştim çok felaket bir şey. Doğum günü stresi mi yaptım naptım :P

Birde o gün ehliyet sınavım vardı. Tabi ağrıdan yerimden kalkamadığım için pek bakamadım sorulara o hafta. Öyle girdim bakalım ne olucak.

Sonra çıktım sınavdan biraz rahatlamıştım.Gittim çarşıya gezindim, kuaföre gittim(ilk defa kuaförde işim rast gitti, böyle zamanlarda hiç istediğim gibi olmaz çünkü), süslendim püslendim. Kendi doğum günüme gene geç kaldım :D

İlk başlarda baya eğlendim, eğlendik. Sonra bir canım sıkıldı bir an önce kalkıp gidesim geldi ordan. Nedendir bilmiyorum bu aralar pek bir sıkıntılıyım hayırdır inşallah hayırdır inşallah!

Bütün doğum günleri mi kötü geçer ?

Neyse sonuç olarak bütün sevdiklerim yanımdaydı yani kısmen. Bir doğum günü de böylece geçmiş gitmiş oldu. Bu yazı da biraz geç oldu :)

O zaman iyi ki doğdum gördün mü 19 oldummmm :))

25 Nisan 2011 Pazartesi

Mim!

Çok boşladım blogu farkındayım ama bilgisayarım beni yarı yolda bıraktı laptop alma vakti geldi sanırım. Arayışlardayım en yakın zaman da alacağım.

Sevgili Mia'cığım da beni mimlemiş çok mutlu oldum :) Başlayalım o zaman :))

Mim Konusu: Şu an kendi ruh halinizi anlatan, bir ezginin melodisiyle ya da bir şiirin satırlarıyla ya da bir veciz sözle ya da bir resimle aktarınız. Seçim sizin, hangisini istiyorsanız.


Biliyorum Sana Giden Yollar Kapalı.

Biliyorum sana giden yollar kapalı
Üstelik sen de hiç bir zaman sevmedin beni
Ne kadar yakından ve arada uçurum;
İnsanlar, evler, aramızda duvarlar gibi
Uyandım uyandım, hep seni düşündüm
Yanlız seni, yanlız senin gözlerini
Sen Bayan Nihayet, sen ölümüm kalımım
Ben artık adam olmam bu derde düşeli
Şimdilerde bir köpek gibi koşuyorum ordan oraya
Yoksa gururlu bir kişiyim aslında, inan ki
Anımsamıyorum yarı dolu bir bardaktan su içtiğimi
Ve içim götürmez kenarından kesilmiş ekmeği
Kaç kez sana uzaktan baktım 5.45 vapurunda;
Hangi şarkıyı duysam, bizim için söylenmiş sanki
Tek yanlı aşk kişiyi nasıl aptallaştırıyor
Nasıl unutmuşum senin bir başkasını sevdiğini
Çocukça ve seni üzen girişimlerim oldu;
Bağışla bir daha tekrarlanmaz hiçbiri
Raslaşmamak için elimden geleni yaparım
Bu böyle pek de kolay değil gerçi...
Alışırım seni yalnız düşlerde okşamaya;
Bunun verdiği mutluluk da az değil ki
Çıkar giderim bu kentten daha olmazsa,
Sensizliğin bir adı olur, bir anlamı olur belki
İnan belli etmem, seni hiç rahatsız etmem,
Son isteğimi de söyleyebilirim şimdi:
Bir gece yarısı yazıyorum bu mektubu
Yalvarırım onu okuma çarşamba günleri .

Cemal Süreya

Mimlediklerim: beni güney kore'ye uçur




3 Nisan 2011 Pazar

Huysuz Misa

Ne berbat bir güne uyandım. İnsan Pazar günleri tek tatil gününde uyumak, keyfine bakmak istiyor. Ama üst komşumuz buna izin vermiyor sağolsun.

Sabahtan beri ‘dan dan dan’ kafam şişti yemin ederim. Tadilat mı var ne var artık bilmiyorum ama kafamın içinde ötüyor o şey resmen. Ne müzik dinleyebiliyorum, ne kitap okuyabiliyorum, ne uyuyabiliyorum. Hiçbir şey yapamıyorum deliricem. Gürültüden nefret ederim zaten.

Bide havada kapalı ya içim sıkılıyor. Bisiklet turu yapcaktık oda yattı tabi haliyle. Nisan ayında bu hava ne ya? Doğa ana bence bizle kafa buluyor. Böyle havalarda canım hiç bir şey yapmak istemiyor.

Oturayım evimde filmimi izleyim, kahvemi içeyim istiyorum. Ama onu bile yapamıyorum gürültüden. Bizim evde olsa tadilat bu kadar gürültü olmaz yemin ederim.

Üst komşuyu katletsem ne kadar yerim acaba?

Bu hafta sonu da böyle bitti gitti. Umarım sizin hafta sonunuz güzel geçiyordur :)

Bugünün şarkısı da bu

Tam Bir Cadı Süpürgesi Eksik!

Amcamlara yemeğe gittik. Yengemi de hiç sevmiyorum yıldızlarımız hiçbir zaman barışmadı. O da beni sevmez zaten. Önceden bir kavgamız vardı 8aya yakın konuşmadık gitmedim de onlara o da gelmedi zaten. Bir gün yüz yüze geldik selam vermek zorunda kaldım. Ertesi gün damladı bize onu bekliyormuş herhalde. Ben yine gitmiyordum da amcam çağırınca mecbur gidiyordum oda arada kalmasın dedim.

Allahım Yarabbim kadın her şeyime bir şey söylüyor. Sus diyorum içimden cevap verme ama kaşınıyor kendi. Kırk yılda bir kahve yapasım geldi. Yeni de bir şey öğrendim çikolatalı kahve belki duymuşsunuzdur. Dedim çok güzel oluyor yapayım. Yok dedi ağzımın tadını bozmayayım şimdi normal yap bana dedi. Vurcaktım o fincanı suratına bilerek yapıyo uğraşayım diye adi pislik nolcak.

Zaten kuzenlerim desen onlarda annesine çekmiş tam bir buzdolabılar. Hiç dışarı çıkıp bir şey yaptığımı hatırlamam onlarla. Diğer bütün kuzenlerimle gezerim falan ama bunlarla hiç öyle bir münasebetim olmadı.

Akşam akşam gene sinirimi bozdu yani kadın! Bir daha da gitmem zaten de kursum var. Bu akşam ektim kursu. Ekince gitmek zorunda kaldım lanet olsun ki.

Neyse çikolatalı kahveyi duymadıysanız, türk kahvesini de seviyorsanız mutlaka deneyin.

Su yerine soda, şeker yerine de çikolata koyuyorsunuz sade, sütlü çikolata olucak.
Bir fincan yapcaksanız; bir fincan soda,2kaşık kahve önce öyle bir ısıtın sonrasında 2 parça çikolata koyuyorsunuz. Birde soda olunca çok köpürüyor :D Bu kadar basit işte.

Hadi afiyet olsun. Kahvenizi yudumlarken de bu şarkıyı dinleyin öyleyse :)

Mutlu pazarlar dilerim efenim :))

2 Nisan 2011 Cumartesi

İmza Günü

Bugün işten çıkacağım tam arkadaşıma msj attım. Ahmet Ümit’in bir kitabını almıştım o sıra başka kitap okuduğumdan ona vermiştim. Bitirdiysen alabilir miyim dedim. Meğersem Ahmet Ümit buraya gelmiş imza günü varmış. Aldım kitaplarımı koştur koştur gittim. Nasıl mutlu oldum nasıl.

Çokta sempatik bir adam kendisi. Eğer polisiye roman seviyorsanız mutlaka okuyun romanlarını sevmiyorsanız da seveceksiniz :)

Mesela ‘Patasana’dan başlayabilirsiniz.
Arka kapaktan inciler;

"Patasana, özlemimi bir ölçüde gideriyor. Bu tür bir romanın da edebiyat olabileceğini kanıtlıyor. Sadece keyifle değil, merakla da okunuyor. Yeni ilgi alanları yaratıyor insanda. Ben, kendi adıma, Patasana'dan sonra Hititlerle ilgili başka şeyler okuma isteğini de duydum."
-Ülkü Tamer, Radikal-

"Bir kitap okudum, polisiyeye bakışım değişti! Ben ki polisiye sevmez, okumayı reddederdim, Patasana'yla birlikte, acaba böyle başka kitaplar var mıdır sorusuna geldim, kendi iradem, kendi beğenimle, kendi tavrıma ters düşerek! Ahmet Ümit'in son romanı Patasana, polisiye severler kadar sevmezleri de çekiyor kendine."
-Filiz Aygündüz, Milliyet-

Bir coğrafyanın kanlı geleneği anlatılıyor Patasana'da. Anadolu'nun güneydoğusunda bugün yaşananlar ile üç bin yıl önce yaşananlar paralel bir biçimde gözler önüne seriliyor. Poe'nun öykülerindeki gizem, Christie'nin romanlarındaki klostrofobik ortam, Anadolu güneşinin parlak ışığı altında birleşerek etkileyici yeni bir biçime bürünüyor. Patasana trajik öykülerle dolu bir kitap, ama asla karamsar değil. Tüm iyi romanlarda olduğu gibi, Patasana'da da bilgelik, belirsizliğin üzerinde yükseliyor.

İyi okumalar :) :)

29 Mart 2011 Salı

İlginç Bir Hafta Sonu

Hafta sonu tekirdağa gittik arkadaşımla hava değişikliği olsun dedim. Neyse gittik ilk önce tekira'ya alışveriş merkeziymiş. Saatin nasıl geçtiğini de anlamadık zaten kendimizi kaybettik alışveriş yaparken :D Bütün her şey beni buluyor ya elbise beğendim bir tane hatta bayıldım, aşık oldum elbiseye olsa da olmasa da alıcam banane .p deneyim hadi bi dedim. Girdim kabine sonra bir çocukla göz göze geldim :| neye uğradığımı şaşırdım adam açtı kabinin perdesini açmasıyla kapaması bir oldu tabi “ aa pardon, çok özür dilerim, benimdi orası” falan fıstık söylüyor bir şeyler çok utandı belli. Çünkü ben kıyafetlerimi çıkarmış tam elbiseyi giyecektim giyemeden elimde elbiseyle kaldım öyle. Ama ben nerden bileyim adamın kabini olduğunu bırakmış eşyaları gitmiş bende almaktan vazgeçmişler gitmişler sandım. Müneccim miyim ben yahu?

Neyse daha sonra yemek falan yiyip bir kafeye oturduk arkadaşımın arkadaşları da geldi. Allahım insan çift yaratılır derler ya cidden öyleymiş Çocuk redd grubunun solistinin aynısı bildiğin doğan duru karşımdaymış gibi. Söyledim ona da bunu ilk söyleyen ben değilmişim .p Sevgilisi de vardı yanında bende o sandım ama değilmiş falan dedi .p :D

Kalkacağız artık durun dedim ben bir lavaboya gideyim sıkışmışım zaten tutamayacağım gidene kadar. Erkek tuvaletiyle kadın tuvaletini karşılıklı yapmış zeki insanlar birde yazmamışlar üstüne bu bay bu bayan diye. Erkek tuvaletine girdiğime mi yanayım, tuvalette mahsur kaldığıma mı? Evet girdim tuvalete kapadım kapıyı bir de baktım tuvalet berbat yürü kızım misa dedim bas git buradan. Ama gidemedim. Açılmıyor kapı meğersem içerden kolu kırılmış, ittirmeli kapı ama şans var ya bende açılmıyor lanet kapı. İttir ittir yok telefonu da masa da bıraktığımdan tamamen çaresizim. Bağırsam bağıramam rezillik. Neyse bütün çabalarım sonucu açabildim kapıyı. Kimseye de bir şey çaktırmadım şşş! :D

Arkadaşımın kuzeni de sen sarhoş olmuş mu evde içmişte gelmiş birde. Ayağında da 12 cm topuk. Deli etti bizi. Önce onu götürelim bari eve dedik 2kişi girdi koluna ama zor yürüyor. Birde düşmesin mi Allahım dedim bu gece hemen bitsin ama biz arkalarında koptuk tabi :D

Ertesi günde kuzenine gittik ayılmış Allahtan xbox ı vardı dans cdsi almış birde tüm gün onla oynadık tabi abarttığımdan üstümden tır geçmiş gibiyim, bütün kaslarım ağrıyor şimdi.

Sonuç olarak eğlenceli ama yorucu bir hafta sonuydu benim için.

21 Mart 2011 Pazartesi

Sevgili Kavgası

Cafe de oturuyorduk arkadaşlarla okeydi, muhabbetti falan her şey güzel. Birden yan masada bir aksiyon oldu. Ne olduğunu tam anlayamasam da iki sevgilinin kavgasının kurbanı oldum.

Arka masamızda 2 tane kız oturuyordu. Yan masamızda da 2 erkek. Meğersem tanışıyorlarmış. Kavga nasıl başladı bilmiyorum ama kızın çocuğa su attığını gördüm. Sonra çocuk geldi kızların olduğu masaya kızda ayağa kalktı aldı çocuğun gözünden gözlükleri koydu masaya bastı tokatı.(Gözlüklüye vurmak 6 aydan başlıyor ya onu düşünmüş olsa gerek .p :D )

Çocuk döndü arkasını gidiyordu ki kız sağlam bir tekme geçirdi sırtına. Sonrasında her yerim çay olmuştu. Evet! Çocuk döndü geri ve elindeki çayı fırlattı kıza ama olan bana oldu hepsi bana geldi. Neye uğradığımı şaşırdım tabi. Bağrındım falan ama kimsenin beni taktığı yok :D Gittim lavaboya geldiğimde çocuk yoktu. Karakolda dibimizdeydi şikayet etmiş galiba baktım geliyor karşıdan laf sokmazsam içim rahat etmez bir kere. Ama arkadaşım benden hızlı davrandı ve çay kaşığını fırlattı çocuğun kafasına “Bu sizindi galiba.” diye çocuğun gözlükleri yok gözünde baktı baştan yukarı sonra döndü bize kısmış gözleri de. Sonra dank etti “aa size mi geldi kusura bakmayın” falan diye geveledi bir şeyler. Baktım çay geliyor. Çay ısmarlamış bize dangalak. 4 çayla bizi kandırabileceğini mi sanıyor bu falan diye bağırdım ama kandık yani. 

En sevdiğim de tişörtümdü :( Çıkmadı lekeleri de ve ben çok üzüldüm :(

Böyle şeyler de hep benim başıma geliyor, hep beni buluyor zaten. Aptal mıknatısı yutmuşum da ben küçükken!

Şarkıya gel.

18 Mart 2011 Cuma

Model!

Bir arkadaşım tavsiye etmişti bana bu albümü ama iyi ki de tavsiye etmiş. Muhteşem sözler-müzik her şey harika.
Bir adam bu kadar güzel sözler yazabilir mi bir kadın söylesin diye allasen? yazmış işte çok da güzel olmuş. Dinle dinle doyamadım ben bu albüme sizde doyamayacaksınız. Baş tacı yaptım haftalardır sadece bu albümü dinliyorum bayıldım gerçekten.

Sizi daha fazla merakta bırakmayayım öyleyse buyrun burdan yakın.

Burdan da diğer şarkılarına göz atabilirsiniz. Şurdan da takip edebilirsiniz onları. Sizde seveceksiniz eminim :)


Aşk bir kanser hücresi,
Belli yok tedavisi.
Sardıkça her yerimizi,
Tutkuyla bağlanıyoruz.

17 Mart 2011 Perşembe

Kardeşimin oyunu!

Sevgililer gününde çok yakın bir arkadaşım var kaptan diyorum ona ben(denizci kendisi) işte onun sevgilisine hediye alacağız çıktık çarşıya saat takmayı sevmiyormuş bende kendime saat bakıyordum çok hoş bir saat beğendim 2 tane kalmış ve bir tanesinin süsü eksik. Aldım elime gösterdim ona tutturdu ben alcam diye öyle çekiştirdik durduk saati hayır yani kız zaten sevmiyor deli etti beni. Neyse iyi hadi dedim ona hediye almaya çıktık ona verdim saati ama istemeye istemeye. Kızı da sevmiyorum bir kere. bir sorunum yok gerçi kızla benim ama onun benle var kesin. Kıskanıyor beni ya kızın hareketleri gene 5yaşındaki çocuktan farksız. Kız deyip durmayım da ben buna 'safinaz' diyeyim. Ona benziyor çünkü! İşte kaptan Yalova'da okuyor gidicekti artık daha ilk gideceği zaman bende işten izin aldım geçirmeye gittim. Safinaz'da duymuş vay efendim benim ne işim varmış orada. Adam olsaydın da sende gelseydin it! Nasıl sinirimi bozuyor kız elime geçirsem 1 kaşık suda boğacağım.

Her neyse aldık buna bir sürü hediye kaptan acıdı benim halime tabi yüzük beğenmiştim bir tane onu aldı bana.(sevgilisiz geçti günüm ama hediyesiz geçmedi .p ) Nasıl sevindim nasıl sevindim. Gel zaman git zaman yüzüğüm kayboldu yok bulamıyorum tırım tırıs her yeri aradım yok yüzük. Bugünde aklıma geldi kardeşim ver onu ben sevgilime vereyim falan demişti. Acaba mı ya ? dedim. Kıstırdım bunu köşeye yüzüğümü ver diyorum ben almadım diyor gülüyor bir yandan da ben çaktım tabi olayı. Sonra biraz daha sıkıştırınca aldım yüzüğümü. Çocuğa bak ya bir kere sen 10 yaşındasın ne sevgilisi? Sabah sabah ne güldürdü beni hayır bide kız bundan uzunmuş :D

Son olarak bu şarkıyı da çok seviyorum :)

16 Mart 2011 Çarşamba

Hayko Cepkin :(



Bugün hayko cepkin konseri vardı ve ben gidemedim. Nasıl moralim bozuldu anlatamam yazarım .p Bilet kalmamış ya son güne bırakınca böyle oluyor işte :( Ama olsun arabanın içinde hayal meyal gördüm yeter şimdilik. Hem zaten sınavlarım var benim 3 tane kaldı neyse ki. Çoğu gitti azı kaldı. Vizelerim netten oluyor benim teknoloji işte .p

Çok yoruldum bu aralar işti, kurstu, sınavdı derken ama hafta sonu bir kaçamak yapmayı düşünüyorum. Birazcık gezeyim.

Birde kardeşcazım facebook açmış kendine bilgisayarı ele geçirdi iyice. Tanımadığı kızları eklemiş birde çakal yanlışlıkla ekledim diyor daha 10 yaşında yahu utanmaz :D

Onu birde pes oynarken görseniz(görseniz diyorum ya kimse yokki .p) çıldırıyor gol yediğinde o klavyenin kırılmasından korkuyorum :D
Sakin ol genç oyun bu diyorum ama yok sallamıyor.

Konsere gidemememin şerefine türkü de bu

İşte ben!

Uzun zamandır blog açmayı düşünüyordum aslında kısmet bugüneymiş :) Sevgili mia'cım da çok baskı yaptı artık dayanamadım ve blogspot'un kapanması da beni yıldırmadı aranızdayım artık :) Kendi kendime konuşacağım burada zaten normalde de hep kendi kendime konuşurken bulurum kendimi  .P Öptüm cicişler :) (olmayan cicişler)