16 Şubat 2012 Perşembe

Röportaj Mimi!

 Sevgili Cherry beni mimlemiş. Bir röportaj mimi bu gelelim sorulara:

1. Ölmeden görmeyi istediğin bir ülke var mı? Neden orası?

Kesinlikle Fransa ve İtalya. Sebebini bilmiyorum ama Fransa'ya gitmeyi çok istiyorum öyle ki bi ara Fransızca öğrenmeye çalışıyordum amcam Fransızca biliyor ondan ders alıyordum resmen :) Ve neden İtalya ? Venedik'i falan çok merak ediyorum, umarım ölmeden görebilirim. Babamıda çok fena kıskanıyorum o gitmişti!

2. Kış mı? Yaz mı?

Yaz. Soğuğu sevmiyorum. Edirne'nin soğuğuda fena!

3. Hiç saçının tamamını boyattın mı? Pişman mısın?

Evet denemediğim renk kalmadı desem yeridir. Pişman mıyım zaman zaman.

4. Blog'um da en çok ne tarz konular görmek isterdin?

Her telden çalıyorum ben buralarda.

5. En sevdiğin tatlı nedir?

Tiramisuya bayılıyorum. Daha doğrusu ben pasta çok severim. Pasta olduğunda yemediğimde mesela direk sordukları soru: Hasta mısın?

6. Hiç bıkmadan kullanabileceğin oje rengi?

Pastel 12, 58 Kırmızı ve pembe tonları birde french en tercihim bu aralar.

7.Hayvanları sever misin? Evde beslemeyi istedin mi hiç?

Sevilmez mi hayvanlar. Daha önce muhabbet kuşu, balık, su kaplumbağası, tavşan, ördek, köpek(bu liste böyle uzar gider.) bakmıştım. Ama ya öldüler :( ya da büyüdüler bende verdim. Şu an yok muhabbet kuşu alıcam ama tekrardan :)

8.Düzenli olarak takip ettiğin bir dergi var mı? Varsa hangisi?

Ben veletken çok vardı da. Şuan takip ettiğim bir dergi yok.

9.Sence Türkiye'de en yaşanılası şehir neresi? Neden?

Kendi şehrim diye demiyorum ama bence Edirne. Bir kere uygun fiyatlar. Ve rahat bir memleket. Cumartesi-Pazar(askerlerin tatil günleri) harici laf atan sataşanda olmaz. Rahat rahat gezersin. Biraz soğuğu var ama okadar da o olur. Hem enfes ciğeri vardır!

10.İnsanların sende gördüğü, dile getirdiği en iyi ve kötü özelliğin?

Çevremdekilerin göz göre göre yaptığı yanlışlara tahammül edemiyorum bundan ötürü uyarıyorum hep bazen kırıcı olabiliyorum sanırım. Birazda işlerine gelmiyor bence. Ayrıca sevdiklerimin yardıma ihtiyacı olduğunda hızır gibi yetişiyorum en iyisi bu sanırım.

Mimlediklerim :
Mia Wallace
Kızılgın
,


5 Şubat 2012 Pazar

Dostluktan Anlamayanlar

Bazen düşünüyorum da çok acayip insanlar varmış çevremde. Onlardan kurtulduğuma seviniyorum.

Çok ilginç geliyor ya önceden mesela çok iyi 5 arkadaştık. Sonra birinin gerçek yüzünü gördüm. O aslında dostluğa hiç önem vermeyen yalnız kaldığında takılacak birini arayan biriymiş. Bunca zaman anlayamamak benim salaklığım herhalde ama diğerlerine ne demeli bilmiyorum onlar hala farkında değiller.

İkimiz daha sık görüşürdük daha doğrusu 7/24 derler ya öyleydi o diğerlerini pek sevmezdi sıkılırdı onların yanında "ya yine mi onlarla buluşucaz. ben onlarla takılmak istemiyorum artık çok sıkıcılar " falan derdi.

Herkesten sıkılırdı. Bir arkadaşı var diyelim ondan sıkılınca onunla tamamen muhabbeti keser diğerine geçerdi. Ondanda sıkıldığında diğerine dönerdi. Onlarda salaktı hep kabul ederlerdi bunu. O salakların içinde bende varım sanırım.

Ben bunu 2 sene önce fark ettim. Şuan ondan kurtulduğuma seviniyorum. Ama diğerleri hala görüşüyor. E sen sıkılıyordun bunlardan ne görüşüyorsun ki? Sinir oluyorum kendi kendime yediremiyorum. Ben artık hiç biriyle görüşmüyorum arada ararlarsa canım isterse açıyorum telefonlarını. Çünkü benim arkamdan iş çevirdi o insan diğerleri de biliyor. Buna rağmen onunla takılmalarına uyuz oluyorum. Benim arkadaşımsan zamanında o insan senide satmışsa bana da bir çok kötülük yapmışsa konuşmıcaksın arkadaş. Ben böyle düşünüyorum yanlış mı doğru mu bilmem. Umurumda da değil hani.

Ama çok sinir oluyorum yalnız kalsın istiyorum yalnızlıktan gebersin. Anlasın arkadaşlık, dostluk ne demekmiş. Acı çeksin istiyorum. Çevresinde kimse kalmasın, kimse yüzüne bakmasın istiyorum.

Yaptıklarının bedelini ödesin tek istediğim bu.

Aslında yalnız ondan bunlara sarıyor yine ama onlarda yüz vermesinler istiyorum. Herkes onun gerçek yüzünü görsün istiyorum.

Hayatıma giren en gereksiz insanmış meğer.

Çok karamsarım bu gece galiba arada olur böyle bana. Buda şarkı